[aLmora]

[size=10pt][size=10pt]Hani kadınlar kendilerini güldüren erkeklerden hoşlanır derler ya, YALAN. Kadınlar kendilerini güldüren erkekleri ağlatırlar. Birini seversin, onun için gözünü bile kırpmadan canını verirsin. Tam buldum diye haykırdığında bir de bakarsın elinden kayıp gider. Peki ne uğruna bu koşturmaca. Koca bir hiç. An gelir onunla tanışabilmek için değişik planlar kurarsın. Kimi zaman annene anlatırsın derdini ufacık bir göz yaşı eşliğinde. Kimi zamansa dostlarınla, arkadaşlarınla, kardeşim dediğin insanlarla paylaşırsın derdini, tasanı, aşkını bir içki masasında. O an için düşünürsün, tasalanırsın sevdam bir içki masasına meze oldu bu da mı gelecekti başıma diye. Ama rahatlarsın istemeden. Akıl akıldan üstündür dersin. Ona ulaşabilmek için fikir alırsın hem yakınlarından hem onun yakınlarından.


Peki ne için koca bir hiç. Ama eninde sonunda becerirsinde. Tanışırsın onunla. İşte bu dersin dünyanın en mutlu insanı olmaya sadece ufacık bir adım daha kaldı. O gülünce sende gülersin. En ufak bir hüznü bile beraber paylaşır olursunuz. Yanaklarında ki gamzeleri bir kez daha görebilmek için türlü türlü şaklabanlıklar yaparsın. Kendi gözünde bir ilkokul müsameresinde fıkra okuyan çocuktan farkın kalmaz. Acaba rezil mi oldum ? Acaba hoşuna gitti mi ? Bu sorular kaplar beynini. Her gece onun resmiyle yatar olursun. Bugünde kederden değil mutluluktan içeyim de şöyle bir rahatlıyım dediğinde bile içinde hep o vardır. Bir yudum şarap alıp saatlerce bakarsın gözlerine ve dalıp gidersin düşlere. İlk elin eline değdiğinde heryerin buz keser. Önceleri içki masanda meze olan kadının elini tutuyor olmanın verdiği hazzı kendi içinde yaşarsın. Sarılırsın, bir saniye bile olsa sıcaklığını hissedebilmek için. Okula yeni başlamış bir çocuk gibi süslenirsin, kendine daha iyi bakmayı öğrenirsin. Gün gelir kendini olmadığın biri gibi göstermeye başlarsın. Sonra hemen toparlarsın ben bu değilim diye. Oturuşun kalkışın değişir, adeta gençleşirsin. Bir anda hayatın düzene girer. Okulun, ailenle ilişkilerin, dostlarına olan bakış açın. Zamanında onlara niye daha az zaman ayırdım diye içten içe küfredersin kendine. Aklın nerdeydi be adam dedirtir aşk insana. Aşk insanın en sevdiği içeceği içtiğinde aldığı ilk yudum gibidir. Bardak hiç boşalmaz sanırsın daha doğrusu öyle ümit edersin. Peki ne için koca bir hiç. Onun adına şarkılar yazarsın. Beraber oyunlar oynarsınız. Yeni bir konu daha oluşturabilmek için. Her gece telefonu kapatırken seni çok seviyorum diye bitirirsin konuşmayı. Onun duymadığını bilirsin ama hissetmesini dilersin. Zaman geçer, günler günleri kovalar. Her anınız beraber geçmeye başlar. Peşinden köpekler gibi koştuğun kızı yarın görmenin heyecanını yaşarsın tekrar ve tekrar. Peki ne için koca bir hiç. İlk başlarda sadece onu bir kez daha görebilmek için girdiğin derslerde iki adet boş sıra kalır geride. Yanındadır ya hani umrunda olmaz hiç birşey. Onunla beş dakika bile olsa görüşebilmek için yolunu bile uzattığın olur. Yeni yerler keşfedersin. Sırf yolunu uzattığın için. Hiç bilmediğin yerleri görür. Hiç tatmadığın şeyleri tadarsın. İçmediğin şeyleri, yemediğin şeyleri aynı anda aynı yerde aynı ses tonuyla söylersin. Bağıra bağıra şarkı söylersin gezdiğiniz sokaklarda. Elele tutuşan aşıkları izleyip. Onun elini bir kez olsun tutmayı dilersin. Peki ne için koca bir hiç. Ama gün gelir geceleri senin sesinle uyuyan kız çekip gitmeyi seçer. Hemde ne için koca bir hiç. Anlam veremezsin, önceleri sorunu kendinde ararsın. Her gece resmini öpüp yattığın güzel şeyler düşündüğün kızın resmine bu sefer ağlayarak bakarsın. Yastığın gözyaşlarından ıslanır. O kokar yastık sabah uyandığında. Uyanmaktan bile nefret edersin onsuz bir gün daha geçireceğin için. Hergün acaba görürmüyüm diye gezdiğiniz yerlerden geçtiğiniz yerlerden geçersin. Onunla gittiğiniz yerlere gidersin ondan habersiz. Belki denk geliriz diye. Ama o hiç birini bilmez. Hayatına kaldığı yerden devam etmeyi tercih eder. Peki ne için koca bir hiç. Nerde o aşık olduğun kız. Adına şarkılar yaptığın. Uğruna dostlarını bile az gördüğün umursadığın. Lakaplar taktığın. En çok koyanda sevdiğini söylediğin anın. Seni terkedip gittiği ana denk gelmesi. Gerçi ne farkederdi ki iş bitmiş. Her zaman olduğu gibi kendi içinde yaşamışsındır sevgini. Mutluluktan değil, hüzündeni, kederden, acıdan, hissizleşmekten içmeye başlarsın bu sefer. Satır satır bütün hislerini dökersin telefona tam yollayacakken sızar kalırsın. Ama o bunların hiç birini sevmez. Dediğim gibi hayatına gayet güzel bir şekilde devam eder. Sen güçlü görünmeye çalışırsın. Birde bu yolu deneyeyim diye. Ama o da fayda etmez ve her güzel şey gibi senin sevginde sonlanır. Geriye ne kalır ? Akıttığın gözyaşları ve alkolle terbiye edilmiş bir karaciğer. Ağlarsın durmadan. Erkekler ağlamaz lafını siktir edip bir kez daha ağlarsın. Çünkü dediğim gibi kadınlar kendilerini güldüren erkeklerden hoşlanmazlar. Kadınlar kendilerini güldüren erkekleri ağlatırlar…[/size][/size]